4 Haziran 2011 Cumartesi

Saplantı VII

"Kesinlikle kariyerimin sonuna geldim, bütün yeteneğimi kaybettim galiba... Hayatımın geri kalanını bilgisayarın ekranındaki tertemiz 'word 07' sayfasına bakarak geçireceğim.."
'Kiraz' temalı başyapıtlarından sonra tarzını değiştirme kararı alan ve bu konuda çevresinden de destek gören Mikushi, yazarlık hayatına devam edebilmek için yeni bir word sayfası açmıştı. Yaklaşık iki yıldır aynı boş sayfanın karşında oturduktan sonra yeteneğinin onu terk ettiğine inanmaya başlamış ve aklının bir köşesinde "Acaba başka ne iş yapabilirim?" fikri dolaşmaya başlamıştı.
Geriye dönüp baktığında hayatının birçok yarım kalmış hikayeden oluştuğunu görmesi, yaşadıklarının umduklarından çok uzak olması duygularını kontrol edememesine neden oluyor ve hayatını yönlendirme konusunda zorlanıyordu. 
Yeni bir kitap yazabilmek için girip çıkmadığı ortam, gezip dolaşmadığı yer kalmamıştı. Son olarak soluğu Hong Kong'da almıştı. Değişik ortamların ona yaratıcı fikirler getireceğini umarak gelip Panda Otel'in 804 numaralı odasına yerleşmişti. Ama yine hiçbir şey umduğu gibi gitmemiş üç ayını geçirdiği bu oda ona yeni fikirler vermemişti. 
Mikushi'nin yakaran sesine dayanamayan Chill bir pazar gecesi 804 numaralı kapının önünde bulmuştu kendini. İki gündür Hong Kong'u altüst edip yeni hikayeler keşfetmeye çalışıyorlardı. Ama dün gece yeni bir hikaye kendiliğinden önlerine düşmüştü. Scare'ın her şeyi bir kenara bırakıp Hyun Bin'le evleniyor olmasından ve son birkaç yıldır yaşadıklarından daha orjinal bir hikaye olamazdı.

"Bugün 21 Nisan 2015, Çarşamba...
Yazacağım hikayenin her kelimesinin sorumluğunu alıyorum, kendimi kurtarmak için en yakın arkadaşlarımdan birinin özel hayatını kamuya açıyorum."


Miku, Chill'in kendine uzattığı kağıdı tekrar okudu;
-Bu ne be?
-İmzala bunu.
-Niye imzalıyormuşum. Ayrıca kamuya açıyorum ne demek hah? (Mikushi)
-Beğenmediysen düzeltiver. İmzalaman lazım, bunu Scare'a göndericem, bu kitap yazılırken senin yanında olduğumu öğrenirse kendimi kurtarmak için buna ihtiyacım olacak. (Chill)
-Abartma ya... Sevinir bile belki, hayatı roman oluyor işte. (Mikushi)
-Ben bilmem, sevineceği ihtimaline gerçekten inanıyorsan imzala şunu. (Chill)


Mikushi kağıdı alıp masaya koydu, elindeki kalemi tam kağıda dokundurmuşken durdu;
-Sevinmez mi diyorsun? (Mikushi)
-Sevinmekle ilgili bir cümle kurmak istemiyorum, tek söyleyebileceğim; mezar taşına ne yazalım? (Chill)
-Şeydeki, Dol'daki gibi olsun işte, biliyorsun, yapmıştın daha önce.. (Mikushi)
-Hala dalga geçebildiğine göre ölmeye kararlısın (Chill)
-Kararlı değilim, tecrübeliyim.. (Mikushi)

Chill ağzını açmak üzereyken çalan telefonla yerinden kalkan Mikushi, Chill'e sakin ol dercesine elini salladı;
-Scarrrr, nasılsın? Düğün hazırlıkları nasıl gidiyor? (Mikushi)
-Bu pazara oranın en iyi otelini ayarla! (Scare)
-Nerenin? Niye? (Mikushi)
-Mezuniyet töreni yapıcaz, sence niye olabilir? (Scare)
-Düğünü burada mı yapacaksınız? (Mikushi)
-Sonra şaşırırsın vaktim yok, kapatıyorum. (Scare)


Mikushi bir elindeki telefona, bir de iki gündür yemeden içmeden, uyumadan hatta tuvalete bile gitmeden yazdığı romanının taslağına baktı;
-Buraya mı geliyormuş? (Chill)
-Chill, yardım et! (Mikushi)
-Ne oldu be, niye öyle bakıyorsun bilgisayara? (Chill)
-Galiba sıradaki Kira benim! (Mikushi)
-Mikushi hasta etme de söyle Scare ne dedi? (Chill)
-Benim dün gece yazdığım şeyleri söyledi, aynısını söyledi. (Mikushi)
-Düğünü burada yapacaklarmış yani? (Chill)
-Tırstım lan! (Mikushi)
-Onu farkettim zaten ama korkma sen Kira olamazsın, muhtemelen Scare şinigamidir (Chill)
-Evet bu daha muhtemel.. (Mikushi)

Gülerek son verdikleri sohbetlerinden sonra hızla Scare'ın verdiği görevi yerine getirmek için dışarı çıktılar, bütün ayarlamaları bitirdikten sonra odaya döndüler. Mikushi heyecanla romanına başlarken Chill tepesinde düğünde ne giyeceklerine dair uzun bir brif veriyordu. Nihayet sabah olduğunda ikisi de hiç uyumamıştı. Mikushi yaklaşık elli sayfa kadar ilerlemişti ve yazmaya devam ediyordu. O sırada, yazdıklarını okuyan Chill, Scare ve Yamapi'nin anlatıldığı bir sahnede bilgisayarın ekranını kapattı;
-Ne oluyo be, en heyecanlı yerindeydim.. (Mikushi)
-Yerinde olsam o sevişme sahnesini yazmazdım, onunla uğraşacağına kitabın adını düşündün mü? (Chill)
-Düşündüm, "Doyamadım Kirazıma" nasıl?
-Kirazlı bir şey yazmayacağına söz vermiştin..
-Şaka yapıyorum, daha adını düşünmedim, şu sahneyi tamamlayım düşünürüm. (Mikushi)


Ertesi gün Scare ve Hyun Bin'i karşılamak üzere hava alanına gittiler, ikisini alıp yemeğe gittiklerinde oldukça eğleniyorlardı. Scare her ne kadar JunKi'nin şok evliliğinin sinirini atamasa da hayatına yeni bir başlangıç yapmanın keyfini sürüyordu. Chill Kore'den Türkiye'ye döndüğünde yaşadığı bunalımlı günlerini atlatmanın ve yine arkadaşlarıyla beraber olmanın keyfini çıkarıyordu. Mikushi... Mikushi de mutlu görünüyordu ama garip bir şeyler var gibiydi, dakikalardır gözlerini ayırmadan Hyun Bin'e bakıyordu. Çoğu zaman konuşulanları duymuyor, kahkahalara eşlik etmek yerine Hyun Bin'le başka sohbetlere dalıyordu. Kimsenin hatta Mikushi'nin bile farketmediği tuhaf bir şeyler oluyor gibiydi. 

Otele döndüklerinde çoktan gece yarısı olmuştu, Scare ve Chill bütün gün alışveriş yapmanın getirdiği yoğun ağırlıkla Scare'ın odasına çekilmişler, sohbet ederek uyumaya karar vermişlerdi. Mikushi ise otelin barında bir şeyler içmek isteyen Hyun Bin'i yalnız bırakmamıştı. Kızlara "Siz gidin ben bir saate gelirim yanınıza" demişti. Kızlar beraberce Scare'ın odasında kalmaya karar vermişlerdi, çünkü orası çok daha geniş bir odaydı. Hyun ise 804 numaralı odada kalacaktı.
Bara geçen Mikushi ve Hyun barmenin ısrarıyla "special to love" adlı karışımla sohbete başlamışlardı. Anlatıyor, gülüyor, bazen de hüzünleniyorlardı. Aralarında yükselen ateş ise artık gayet net farkediliyordu. Mikushi'nin yaşadığı duygunun adı her ise oldukça güçlü görünüyor ve kendini Hyun'un çekim alanından çıkarmayı başaramıyordu. Dahası Hyun'un gittikçe samimileşen tavırları onu daha yoğun duygulara itiyordu. 
Birkaç saat sonra ikisi de tamamen sarhoş olmuştu ve ikisinin de gözlerinin içi parlıyordu. Ayık kalmaya çalışan birkaç beyin hücresinin "Bu işin sonu çok kötü bitecek Mikushi!!" diye haykırışlarını sadece uğultu olarak duyuyor, "zaten Scare bu herife aşık değildi" diye cevap veriyordu. 

Saat çoktan gecenin üçü olmuştu, barda sadece iki kişi vardı; bir kadın ve bir adam. Birkaç saniye sonra tutkuyla öpüşen bu kadın ve bu adam, son olarak 804 numaralı odanın kapısında görüldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder