Sabahın erken saatleriydi, gün yeni ağarmaya başlamışken geceki tipi nedeniyle hiçbir şey görünmüyordu. Alarmın çalmasıyla yatakta huzursuzca döndükten sonra tek gözünü zorlukla açarak alarmı susturdu. Tekrar gözünü kapatıp yorganı kafasına kadar çekip yatağında huzursuzca dönmeye devam etti.
Birkaç dakika sonra isteksizce yataktan çıkıp neredeyse sürünerek banyoya gitti. Geceki tipinin etkisi yüzüne yansımıştı. Yüzü neredeyse tamamen kıpkırmızı olmuş ve soyulmaya başlamıştı. Mutsuz bir yüz ifadesiyle aynaya biraz daha yaklaşıp "Bir bu eksikti." dedi.
Üzerini çıkarıp kendini sıcak suyun altına attı, tam banyodan çıkarken kapısı çalındı. Bir an panikledikten sonra kapıya yaklaşarak "Kim o?" dedi. Kapı yavaşça aralandı; "Seni uyandırmak için gelmiştim ama çoktan kalkmışsın."
Jang'ın suratına bile bakmadan arkasını dönüp saçını kurulamaya devam etti, "Üstüne vazife olmayan işlere burnunu sokmakta bir numarasın. Senin yüzünden neredeyse bütün geceyi dışarıda geçirdim." diyerek Jang'a döndü. Jang kollarını birleştirmiş, kapıya yaslanmış ve umursamaz bir gülümseyişle ona bakıyordu. "Çok şık olmuşsun, işe böyle mi gideceksin?"
Netricia önce üzerindeki havluya sonra da Jang'a bakıp "Senin gibi iğrenç bir herifte ne bulduğunu anlamıyorum" diyerek Jang'a doğru yürüdü. Onu itekleyip kapıyı açtı "Çık dışarı!"
Jang hiçbir şey söylemeden aynı gülümseyişle Netricia'yı bir kez daha süzdükten sonra "Akşam görüşürüz" deyip odadan çıktı. Netricia sinirle kapıyı çarptı, komidinin üzerindeki paketten bir sigara alıp yaktı.
Geçen ay kirayı ödeyemediği için evden atılmış ve iş yerinden pek tanımadığı birinin evine taşınmak zorunda kalmıştı. Aslında Beyza iyi bir kızdı, orta düzeyde bir zekaya sahipti ve evinde boş bir odası vardı. Netricia için bu yeterliydi, gerisi umrunda bile değildi. Zaten Beyza gibi bir kızdan ne zarar gelebilir diye düşünerek taşınmayı kabul etmişti. Ama bütün sorun taşındıktan sonra başlamıştı.
Jang, Beyza'nın ölümüne aşık olduğu, zeka düzeyi bir kobay faresiyle denk olan, yapışkan, iğrenç bir herifti. Taşındığından beri Netricia'ya huzur vermemiş, her fırsatta ona askıntı olabilmeyi başarmış dengesiz adamın tekiydi. Netricia Beyza'ya durumu açıklamaya ve Jang'ın gerçek yüzünü göstermeye çalışmışsa da başarılı olamamıştı. Beyza'ya göre onun bir eşi daha yoktu ve o asla yanlış birşey yapmazdı. Beyza'nın Jang'a olan takıntısı Netricia'yı oldukça geriyordu. Beyza Jang olmadan nefes bile alamıyor gibiydi.
Netricia'nın öğrendiğine göre beş yıldır beraberlerdi ve bir kez ayrılmışlardı, ama ayrılık kısa sürmüştü. Çünkü Beyza ayrıldıkları gece oturdukları apartmanın çatısından atlayarak intihar girişiminde bulunmuştu. Bu Netricia için yeterince ürkütücüydü.
Olaylar böyle geliştiği için ve Netricia bu hikayeyi öğrendiği için onları kendi hallerine bırakmıştı. Ama Jang onu kendi haline bırakmaya pek niyetli değildi, üstelik Netricia'nın çıkıp gitmek için tek kuruşu yoktu.
Sigarasını bitirip üzerini giyindi, ayakkabısının teki elinde teki ayağında sekerek odadan çıktı. Mutfakta kahvesini yudumlayan Beyza'yla gözgöze geldi, hiçbir şey söylemeden hızla çıktı.
Dışarısı gerçekten soğuktu ve saçları hala ıslaktı, titreyerek bir sigara daha yaktı ve adımlarını sıklaştırarak yürümeye devam etti.
İş yerinde her şey yine oldukça sıradandı. Eski sevgilisi bütün banka hesabını boşaltıp kaçtığından beri herkes etrafta fılsıldaşıyor, ama yüzüne sahte gülücükler dağıtıyorlardı. Her ne kadar bu durum onun sinirini bozsa da şu an için çıkıp gitme lüksü yoktu.
Akşam olduğunda şehir yine tipi altında kalmıştı, göz gözü görmüyordu. Binanın kapısında durdu, montunun şapkasını kafasına geçirip bir sigara yaktı. Sonra kendini karın ve gecenin karanlığına bıraktı, insan selinin arasında yavaş yavaş gözden kayboldu.
Soğuktan kıpkırmızı olmuş elleriyle çantasını karıştırıp anahtarını buldu, evde bütün ışıklar kapalıydı. Evde kimde yok diye sevinip içeri girdi, açlıktan ölmek üzere olduğundan önce mutfağa girdi. Dolap bomboştu, masanın üzerinde bir not buldu "Haftasonu evde olmayacağız. Alışveriş yapamadım kusura bakma, bu arada kaloriferle ilgili de bir sorun var sanırım yanmıyo!!"
"Lanet olsun!" diyerek odasına gitti, kendini yatağa bıraktı. Açlıktan ve yorgunluktan birkaç dakika içinde sızmış olduğu yataktan birkaç saat sonra titreyerek kalktı. Bir süre ne yapacağını düşündü, sonra üzerini bile değiştirmeden, soluğu bu ara çok sık gittiği lokantada aldı.
Oldukça pis bir yerdi, ama ucuzdu ve güzel yemekleri vardı. Garsona siparişini verip ısıtıcının yakınındaki masaya oturdu. İçeride birkaç alkollü adamdan başka kimse yoktu, saat beş civarıydı. Yemeğini yiyip gün ağarana kadar oyalandı, saat sekiz gibi eve gitti.
Odasına girdiğinde Jang'la burun buruna geldi. "Ne işin var burada?"
"Seni özledim!"
"Pislik herif defol git!" diyerek Jang'ı itekledi.
Jang hiç aldırmadan ona yaklaştı, kolların tutup kendine çekti."Artık pes etmelisin diye düşünüyorum".
Netricia bütün çırpınışlarına rağmen kollarını kurtaramıyordu. Jang'ın onu bırakmaya hiç niyeti yoktu, bütün gücüyle Jang'ı itekledi ve birlikte yatağın üzerine düştüler. Kafasını kaldırmaya bile fırsat bulamadan Jang'ın bütün ağırlını üzerinde hissetti ve onu öpmesiyle irkildi.
Bu sırada açık kalan kapının önünde duran Beyza şaşkınlık içinde onlara bakıyordu "Jang.."
Beyza'nın sesiyle irkilen Jang, Netricia'nın darbesiyle yere düştü. Beyza ağlayarak, hiçbir şey söyleyemeden Netricia'ya bakıyordu. Jang ise olduğu yerde memnuniyetsiz bir ifadeyle kafasını yere eğmiş oturuyordu.
Netricia Beyza'nın ne tepki vereceğini, ne yapacağını kestiremiyor ve bu durumdan çok rahatsız oluyordu. Jang umursamaz bir tavırla olduğu yerden kalkıp Beyza'ya doğru yürüdü "Böyle öğrenmeni istemezdim"dedi ve Beyza'ya doğru elini uzattı.
Beyza onu itekleyip koşarak evden çıkarken, Netricia Jang'a dönüp "Neyi öğrenmesini istemezdin, seni pislik.."dedi.
Jang cevap vermeden yere bakıyordu, Netricia onu kapıya doğru itekledi, "Koşsana arkasından, birşey yapsana.."
Jang ağır adımlarla evden çıkarken "Yarın görüşürüz" demişti. Netricia sinirden çılgına dönmüş deli gibi etrafına bakınıp aceleyle kendini dışarı attı.
Gece geç saatlere kadar amaçsızca dolaşıp içtikten sonra, evin yakınlarındaki bir bankta sızmıştı. İçkinin etkisi geçip titremeye başladığında sabah olmuştu. Gözleri yarı açık şekilde etrafına bakınıp ayağa kalktı. Nereye gideceğini bilmeden bir süre etrafta gezindikten sonra bir dükkana girip yiyecek bir şeyler almaya karar verdi. Birkaç bisküvi aldıktan sonra kasaya yaklaştı, bir an gözü kasanın önünde dizilmiş olan gazetelere takıldı.
"26 Yaşındaki B.S. isimli genç kızın intihar ettiği sanılıyor!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder